13 Mayıs 2012 Pazar

AZURİT TAŞI

Azurit Taşının
Fiziksel Etkileri
  • Uzun süreli araba ya da bilgisayar kullanımı nedeniyle ortaya çıkan göz yorulmalarına karşı faydalıdır. Sırt üstü yatarak gözlerinizin üzerine iki azurit taşı yerleştirin. Yarım saat içerisinde etkisini gösterecektir.
  • Yine iki adet azurit taşıyla, adet dönemi sancılarınızı ya da yumurtalık sancılarını azaltabilirsiniz. Bunun için, taşları yumurtalıklarınızın üzerine yerleştirin.

Azurit Taşının
Metafiziksel ve Psikolojik Etkileri

Azurit taşı
  • Duyguların ve düşüncelerin rahatça ifade edilebilmesini sağlar. Kişinin, iç dünyasını hissedip, onu dışa vurma yeteneğini artırır. Derin konular üzerine konuşma yeteneğini ve bu konudaki arzuyu artırır.
  • Düşüncelerin berraklaşmasını sağlar.
  • İçe yönelik derin enerjisiyle, geçmişi değerlendirmenize ve bilinçaltınızı yeniden programlamanıza yardım eder.
  • Kişinin duygularını kabullenmesini ve konuşkan olmasını sağlar.
  • Kolye, kolye ucu ya da küpe olarak kullanılması durumunda, kişinin ruhsal olarak uyanık kalmasını sağlar.
  • Malahit ile birlikte kullanıldığında, içe gömülen duyguların ortaya çıkmasına sebep olur ve kişinin hissettiklerini açıklamasına yardım eder.

2 Mayıs 2012 Çarşamba



YEŞİM TAŞI

yeşim taşı

Genç bir adam, değerli taşlara ilgi duyarmış ve mücevher ustası olmaya karar vermiş. 
"Bu mesleği yapacaksam, iyi bir mücevher ustası olmalıyım" diye düşünmüş ve ülkedeki en iyi mücevher ustasını aramaya başlamış. Sonunda bulmuş,yanına varmış, bir süre bekledikten sonra usta tarafından kabul edilmiş. 
"Anlat, dinliyorum" demiş usta. 
Genç adam anlatmaya başlamış; taşlara ilgi duyduğunu ve iyi birmücevher ustası olmaya karar verdiğini heyecanla anlatmış. Yaşlı usta sesini çıkarmadan genç adamı dinlemiş, sözleri bitince de ona bir taş uzatmış, 
"Bu bir yeşim taşıdır" 
dedikten sonra genç adamın avucuna taşı bırakmış ve avucunu kapatmış. 
"Avucunu aynen böyle kapalı tut ve bir yıl boyunca hiç açma. Bir yıl sonra tekrar gel. Haydi şimdi güle güle" demiş ve şaşkın genç adamı öylece bırakıp kalkmış, odadan çıkmış.
Genç adam evine dönmüş, kendisini merakla bekleyen annesiyle babasına neler olduğunu anlatmış. Anlattıkça da kendisine çok anlamsız gelen bu hareketi ve soğukkonuşması nedeniyle kızdığı ustaya olan öfkesi artıyormuş. Günler geçmeye başlamış. Genç adam sürekli söyleniyor ama avucunu hiç açmıyormuş."
Nasıl böyle budalaca bir şey yapmamı ister. Bir de ülkenin en iyi mücevher ustası olacak. Bu saçmalığa bir yıl boyunca nasıl katlanacağım, böyle bir eziyetle nasıl yaşarım. Bu ne biçim ustalık. Ustalık kaprisi yapacaksa, bari başından yapmasaydı." diye devamlı söyleniyor, her önüne gelene ustadan yakınıyor ama avucunu hiç açmıyormuş. Avucu kapalı uyuyor, bütün işlerini diğer eliyle yapıyormuş. Ve bu duruma da giderek alışmaya, diğer elini çok rahat kullanmaya başlamış. Uyurken de yanlışlıkla avucu açılıp taş düşmesin diye hep yarı uyanık uyuyormuş.
Böylece bir yıl geçmiş, her Günü zorluklarla dolu, her gecesi de yarım uykuyla yaşanmış bir yılıtamamlamış. Ve o Gün gelmiş. Genç adam tam bir yıl sonra, büyük ustanın karşısına çıkmış. Usta bir süre beklettikten sonra yanına gelince, genç adam ne kadar saçma bulursa bulsun, bu sınavı başarıyla tamamlamış olmanın verdiği gururla elini uzatmış, avucunu açmış.
"İşte taşın" demiş, 
"Bir yıl boyunca avucumda taşıdım, şimdi ne yapacağım?" Yaşlı usta sakin bir sesle cevapvermiş: 
"Şimdi sana bir başka taş vereceğim, onu daaynı şekilde bir yıl boyunca avucunda taşıyacaksın."
Bu söz üzerine genç adam bütün sükunetini kaybetmiş, bağırıp çağırmaya başlamış. Yaşlı ustayı bunaklıkla, delilikle suçlamış, mücevher ustalığını öğrenmek için gelen genç bir insana böyle eziyet ettiği için, hasta olduğunu bağıra çağıra söylemiş. Genç adam bağırıp çağırırken, yaşlı usta ona hissettirmeden birtaşı avucuna sıkıştırmış. Öfkeden yüzü kıpkırmızı genç adam, bir yandan bağırıp çağırırken avucundaki taşı hissetmiş. Durmuş, taşı biraz daha sıkmış ve heyecanla konuşmuş: 
"BU TAŞ, YEŞİM TAŞI DEĞİL USTA!"